CHP’de Değişim Neden Olmuyor? Ekrem İmamoğlu Neden Aday Olmadı?
CHP’deki değişim hareketinin neden başarısız olduğunu ve potansiyel lider Ekrem İmamoğlu’nun neden geri planda kaldığını anlatan bir haber makalesi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin en köklü siyasi partilerinden biri olmasına rağmen, son yıllarda yaşadığı seçim hezimetleri ve iç çekişmeler nedeniyle değişim ihtiyacı duyuyor. Ancak partinin mevcut yönetimi, değişimi engelleyen oligarşik bir yapı oluşturmuş durumda. Bu yapı, partinin genel başkanlığına aday olabilecek potansiyel liderleri de kenara itiyor. Bu liderlerden biri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Ekrem İmamoğlu Neden Cumhurbaşkanı Adayı Olmadı?
Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanarak Türkiye siyasetinde önemli bir başarı elde etti. Bu başarı, onun hem CHP içinde hem de muhalefet bloğunda potansiyel bir cumhurbaşkanı adayı olarak görülmesini sağladı.
Ancak 2023 yılında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için, Meral Akşener’in liderliğindeki İYİ Parti’nin teklifini reddetti ve aday olmadığını açıkladı.
Ekrem İmamoğlu’nun bu kararının arkasında birkaç neden olabilir. Birincisi, pragmatik bir hesap yapmış olabilir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurguladığı delege sistemi karşısında, genel başkanlık seçimlerinde kazanamayacağını düşünmüş olabilir. Bu durumda, hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı hem de cumhurbaşkanlığı şansını kaybedebilirdi.
Oysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı elinde tuttuğu sürece, cumhurbaşkanlığı için potansiyel bir aday olarak kalacaktır. Hatta partisi onu aday göstermese bile, sokaktan imza toplayarak aday olabilecektir.
İkincisi, siyasi bir vizyon sahibi olabilir. Ekrem İmamoğlu, CHP’nin geleneksel çizgisinden gelen bir siyasetçi değil. Partinin farklı fraksiyonlarından olsa da, kendi siyasi kimliğini ve tarzını ortaya koyuyor. Bu nedenle, CHP’nin mevcut yapısını ve zihniyetini değiştirmek istiyor olabilir. Bu amaçla, “Değişim Hareketi” adını verdiği bir web sitesi açtı ve vatandaşlardan şikayetlerini toplamaya başladı. Ancak bu hareketin henüz somut bir sonuç vermediği görülüyor.
CHP’de Değişim Neden Olmuyor?
CHP’de değişimin önündeki en büyük engel, partinin oligarşik yapısıdır. Bu yapı, partiyi ele geçirmiş olan ve kendi çıkarları için hareket eden bir grup tarafından oluşturulmuştur. Bu grup, partinin tüzüğünü de kendi lehine değiştirerek, genel başkanlık seçimlerinde delege sistemi uygulamaktadır.
Bu sistem, genel başkan adaylarının delegelerin oylarıyla seçilmesini öngörüyor. Ancak delegelerin büyük bir kısmı, mevcut genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bağlıdır. Bu nedenle, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkacak herhangi bir adayın seçilmesi neredeyse imkansızdır.
Bu oligarşik yapı, partinin genel başkanlığına aday olabilecek potansiyel liderleri de kenara itiyor. Bu liderlerden biri de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tır. Mansur Yavaş, CHP çizgisinden gelmeyen bir siyasetçidir. Ancak 2019 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanarak, CHP’ye önemli bir başarı kazandırmıştır.
Bu nedenle, cumhurbaşkanlığı adaylığında da adı geçmiştir. Ancak Mansur Yavaş’ın CHP Genel Başkanı olması mümkün görünmüyor. Zira CHP’nin oligarşik yapısı, onu dışlayacaktır.
CHP’de değişim hareketinin başını çeken Ekrem İmamoğlu da, bu oligarşik yapıdan rahatsız olan bir siyasetçidir.
CHP’de Değişim İçin Neler Yapılmalı?
CHP’de değişim olabilmesi için, partinin tüzüğünün demokratikleştirilmesi ve genel başkanlık seçimlerinde üye bazlı bir sistem uygulanması gerekiyor. Ayrıca, partinin potansiyel liderlerine fırsat verilmesi ve onların siyasi vizyonlarını ortaya koymalarına izin verilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde, CHP hem kendi içinde hem de Türkiye siyasetinde değişimin öncüsü olabilir.
Partinin tüzüğünün demokratikleştirilmesi için, öncelikle delege sisteminin kaldırılması ve üyelerin doğrudan genel başkanı seçebilmesi sağlanmalıdır. Bu sayede, partinin tabanı ile yönetimi arasındaki bağ güçlenecek ve üyelerin partide söz sahibi olması mümkün olacaktır.
Ayrıca, partinin iç işleyişinde şeffaflık ve katılımcılık ilkesi benimsenmeli ve üyelerin partinin kararlarına etki edebilmesi için mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Partinin potansiyel liderlerine fırsat verilmesi için, ise, partinin mevcut yönetiminin oligarşik yapısının kırılması ve yenilikçi ve vizyoner siyasetçilerin önünün açılması gerekiyor. Bu amaçla, partide farklı görüş ve eğilimleri temsil eden fraksiyonların varlığına saygı duyulmalı ve onların partinin politikalarına katkı sunmalarına imkan tanınmalıdır.
Ayrıca, partinin genel başkan adaylarının seçim sürecinde eşit şartlarda yarışabilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve adayların siyasi vizyonlarını kamuoyuna açık bir şekilde ifade etmelerine olanak sağlanmalıdır.
CHP’de değişim yapılması, sadece partinin kendi geleceği için değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinin demokratikleşmesi için de önemlidir. Zira CHP, Türkiye’nin en büyük muhalefet partisi olarak, iktidara alternatif bir siyasi proje sunmakla yükümlüdür. Bu nedenle, CHP’nin değişimi, Türkiye’nin değişimi anlamına gelmektedir.