Dünyanın Son Şansı: Bilim İnsanları İklim Değişikliği İçin ‘Kırmızı Alarm’ Veriyor
Bilim insanları iklim değişikliği için ‘kırmızı alarm’ veriyor. BM raporu, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için acilen adım atılması gerektiğini vurguluyor.
Dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği krizi, artan sera gazı emisyonları nedeniyle geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) iklim değişikliği konusunda hazırladığı son rapor, insan kaynaklı küresel ısınmanın her bölgede hava ve iklim olaylarını etkilediğini ve bazı eğilimlerin şimdilik durdurulamaz olduğunu ortaya koyuyor.
Rapor, 234 bilim insanı tarafından hazırlandı ve 195 ülke tarafından onaylandı. Rapor, insan faaliyetlerinin iklimi, en az son 2.000 yıldır görülmemiş bir hızda ısıttığını vurguluyor. Ayrıca, atmosferde, okyanuslarda, buzullarda ve karalarda tüm Dünya’nın iklim sisteminde değişiklikler gözlemlendiğini belirtiyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, raporu “insanlık için kırmızı alarm” olarak nitelendirdi ve “alarm zilleri sağır edici, kanıtlar inkar edilemez” dedi. Guterres, Paris Anlaşması’nda kabul edilen sanayi öncesi seviyelere göre 1,5 derecelik küresel ısınma sınırının “tehlikeli bir şekilde yakın” olduğunu söyledi. “Bu eşiği aşmamak için acilen çabalarımızı arttırmalı ve en iddialı yolu izlemeliyiz” diye ekledi.
Guterres, çözümlerin açık olduğunu belirterek, “Kapsayıcı ve yeşil ekonomiler, refah, daha temiz hava ve daha iyi sağlık, bu krize dayanışma ve cesaretle yanıt verirsek hepimiz için mümkün” dedi. Kasım ayında Glasgow’da düzenlenecek olan kritik COP26 iklim konferansı öncesinde tüm ülkelerin -özellikle gelişmiş G20 ekonomilerinin- net sıfır emisyon koalisyonuna katılması ve küresel ısınmayı yavaşlatma ve tersine çevirme sözlerini “inanılır, somut ve geliştirilmiş Ulusal Katkı Beyanları (NDC)” ile desteklemesi gerektiğini vurguladı.
Rapora göre, 2010-2019 yılları arasında insan kaynaklı sera gazı emisyonları tarihte hiç olmadığı kadar yüksek seviyeye ulaştı. Endüstri, enerji tedariki, ulaşım, tarım ve binalarda küresel aktivite seviyelerinin artmasından kaynaklanan emisyon artışları, son on yıl içinde elde edilen emisyon azaltımlarından daha fazla oldu.
Raporun yazarları ayrıca, emisyonların giderek artan bir payının kentlere atfedilebileceğini belirtti. Raporun yazarlarından biri olan Profesör Jim Skea şöyle dedi: “Bu rapor bize iklim değişikliğinin ne kadar ciddi olduğunu hatırlatmakla kalmıyor, aynı zamanda harekete geçmek için son şansımız olduğunu da söylüyor. Eğer 1,5 derecelik hedefe ulaşmak istiyorsak, fosil yakıtların kullanımını önemli ölçüde azaltmalı, elektriğe erişimi genişletmeli, enerji verimliliğini artırmalı ve hidrojen gibi alternatif yakıtları kullanmalıyız.”