Kadın Voleybol Takımımızın Başarısını Cumhurbaşkanı Neden Kutlamadı?
Kadın voleybol takımının neden Cumhurbaşkanı tarafından kutlanmadığını merak edenler için detaylı bir haber yazısı hazırladık. Bu yazıda, kadın voleybol takımının başarısı, Cumhurbaşkanının sessizliği ve bunun arkasındaki olası nedenleri okuyabilirsiniz.
Türkiye’nin gururu olan kadın voleybol takımımız, dünya çapında bir başarıya imza attı ve uzun yıllardır hedefledikleri ama ulaşamadıkları şampiyonluğa bu yıl bu dönemde ulaştılar. Kadın voleybol takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda finale yükselerek tarihi bir başarı elde etti ve finalde Sırbistan’ı 3-2 yenerek altın madalyanın sahibi oldu. Bu büyük zafer, Türkiye’de büyük bir sevinç ve coşku yarattı. Ancak bu sevinci paylaşan bir kişi eksikti: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Cumhurbaşkanı Kadın Voleybol Takımını Neden Kutlamadı?
Kadın voleybol takımımızın Avrupa Şampiyonası’nı kazanmasının ardından, Türkiye’den pek çok siyasi parti, kurum, kuruluş ve ünlü isim, sosyal medya üzerinden tebrik mesajları yayınladı. Ancak Cumhurbaşkanlığı’ndan veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan herhangi bir tebrik mesajı gelmedi. Bu durum, kamuoyunda büyük bir tepki ve merak uyandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızı kutlamadığı için eleştirildi. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın başarısını neden görmezden geldi? Bu sorunun cevabını ararken, karşımıza çeşitli olasılıklar çıkabilir:
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın şampiyonluğundan haberdar olmadı mı?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın şampiyonluğunu önemsemedi mi?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın şampiyonluğunu kutlamak için çok meşgul müydü?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın şampiyonluğunu kutlamayı unuttu mu?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın şampiyonluğunu kutlamayı ihmal mi etti?
Bu olasılıkların hiçbiri mantıklı ve inandırıcı değil. Çünkü Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamda bulunan bir kişi, ülkesinin uluslararası alanda elde ettiği böylesine büyük bir başarıyı göz ardı edemez. Hele ki bu başarı, kadınlar tarafından elde edilmişse, bu daha da önemli ve değerli bir durumdur. Kadınların spor alanında gösterdikleri başarılar, hem cinsiyet eşitliği hem de toplumsal kalkınma açısından çok önemlidir. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamdan beklenen tutum, kadın voleybol takımımızın başarısını en yüksek sesle kutlamak ve onlara destek vermek olmalıdır.
Kadın Voleybol Takımının Forması Tarikatlar Tarafından Uygun Bulunmadı mı?
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın voleybol takımımızın başarısını neden kutlamadı? Bu sorunun cevabını bulmak için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi iktidarını kimlerin desteklediğine ve yönlendirdiğine bakmak gerekir. Son yıllarda, Türkiye’de siyasi iktidarın arkasında tarikat ve cemaatlerin büyük bir rolü olduğu biliniyor. Bu tarikat ve cemaatler, hem siyasi hem de toplumsal hayatta etkili olmaya çalışıyorlar. Bu etkinin bir örneği, Menzil tarikatının şeyhinin vefatı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taziye ziyaretiydi. Bir başka örnek ise, AKP’nin milletvekili listelerinde tarikat esasına dayalı bir partinin liderinin yer almasıydı. Bu örnekler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarikat ve cemaatlerin baskısı altında olduğunu ve onların yönlendirmeleriyle hareket ettiğini gösteriyor.
Bu durumda, kadın voleybol takımımızın başarısını kutlamamanın arkasında da tarikat ve cemaatlerin etkisi olabilir mi? Bu sorunun cevabı, evet olabilir. Çünkü tarikat ve cemaatler, kadınların spor yapmasına ve vücutlarını sergilemesine karşı çıkıyorlar. Bu yüzden, kadın voleybol takımımızın giydiği formalar, tarikat ve cemaatler tarafından uygun bulunmuyor. Bu formalar, kadınların vücut hatlarını ortaya çıkardığı için, tarikat ve cemaatlerin dini anlayışına aykırı görülüyor. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarikat ve cemaatlerin tepkisini çekmemek için, kadın voleybol takımımızın başarısını kutlamaktan kaçınıyor olabilir.
Tarikat ve Cemaatlerin Baskısıyla Yapılan İşler
Kadın voleybol takımımızın başarısını kutlamamanın arkasında tarikat ve cemaatlerin etkisi olması, sadece bir tahmin değil, bir gerçeklik de olabilir. Çünkü Türkiye’de son dönemde yapılan pek çok işin de tarikat ve cemaatlerin baskısıyla yapıldığı görülüyor. Örneğin:
Yasaklanan festivaller: Türkiye’de son yıllarda pek çok festival yasaklandı veya iptal edildi. Bunların arasında Boğaziçi Film Festivali, Ankara Uluslararası Film Festivali, İstanbul Onur Haftası gibi önemli kültür-sanat etkinlikleri de vardı. Bu festivallerin yasaklanmasının veya iptal edilmesinin nedeni ise, tarikat ve cemaatlerin bu etkinlikleri ahlaksızlık olarak görmesi ve buna karşı çıkmasıydı.
Hapiste olan generaller: Türkiye’de 28 Şubat davası kapsamında yargılanan ve beraat eden pek çok general yeniden tutuklandı. Bu generallerin yeniden tutuklanmasının nedeni ise, tarikat ve cemaatlerin bu generalleri düşman olarak görmesi ve onlara karşı intikam almak istemesiydi.
Tutuklu bulunan gazeteci: Türkiye’de Tele1 televizyonunun genel yayın yönetmeni olan Merdan Yanardağ da tutuklu bulunan bir gazetecidir. Yanardağ’ın tutuklanmasının nedeni ise, tarikat ve cemaatlerin tarikat ve cemaatlerin eleştirisine maruz kalan bir gazetecidir. Yanardağ, tarikat ve cemaatlerin siyasi ve toplumsal hayattaki etkisini sorgulayan ve eleştiren haber ve yorumlar yaptığı için, onların hedefi haline gelmiştir.
Bu örnekler, Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin baskısıyla yapılan işlerin sadece birkaçıdır. Bu işler, hem Türkiye’nin demokratikleşmesi hem de toplumsal barışı açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin baskısına karşı çıkmak ve onların etkisini kırmak gerekmektedir.
Sonuç
Kadın voleybol takımımızın Avrupa Şampiyonası’nda elde ettiği büyük başarı, Türkiye’nin gurur kaynağı olmuştur. Ancak bu başarıyı kutlamayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu gururunu gölgelemiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın voleybol takımımızın başarısını kutlamamasının arkasında, tarikat ve cemaatlerin baskısı olduğu iddia edilmektedir. Tarikat ve cemaatler, kadınların spor yapmasına ve vücutlarını sergilemesine karşı çıkmaktadır. Bu yüzden, kadın voleybol takımımızın giydiği formalar, tarikat ve cemaatler tarafından uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarikat ve cemaatlerin tepkisini çekmemek için, kadın voleybol takımımızın başarısını kutlamaktan kaçınmış olabilir.
Bu durum, Türkiye’de siyasi iktidarın tarikat ve cemaatlerin etkisi altında olduğunu göstermektedir. Tarikat ve cemaatler, hem siyasi hem de toplumsal hayatta pek çok işi baskı altına almıştır. Bu işler, Türkiye’nin demokratikleşmesine ve toplumsal barışına zarar vermektedir. Bu nedenle, Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin baskısına karşı çıkmak ve onların etkisini kırmak gerekmektedir.