Öğretmenlik Mesleğindeki Güvenlik Krizi ve Geleceğin Tehdit Altındaki Toplumsal Yapısı Üzerine Çarpıcı Açıklamalar
Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu'nun eğitim sektöründeki güvenlik sorunları ve öğretmenlerin ekonomik zorlukları ile ilgili dikkat çekici açıklamaları, Türkiye'nin eğitim ve toplumsal sorunlarını derinlemesine ele alıyor.
Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun son açıklamaları, Türkiye’nin eğitim sektöründeki acı gerçekleri ve toplumsal sorunlarını gözler önüne serdi. Özellikle öğretmenlerin güvenlik ve ekonomik güvencesizlik içinde olduğu bir dönemde, Türkoğlu’nun sözleri, toplumu ve politika yapıcıları derinden etkileyen bir çağrı niteliğinde.
Eğitimde Güvenlik Krizi
74 yaşındaki İbrahim Hoca’nın trajik ölümü, ülke genelindeki eğitim çalışanlarının güvenlik sorunlarını yeniden gündeme getirdi. Iraklı bir öğrenci tarafından silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden İbrahim Hoca, eğitim sektöründeki derin sorunların sadece bir yansıması. Türkoğlu’nun ifade ettiği gibi, yapılan araştırmalar, eğitim çalışanlarının %67’sinin sözlü, %20’sinin fiziksel, %13’ünün psikolojik ve %0,1’inin cinsel saldırıya uğradığını ortaya koyuyor. Bu rakamlar, eğitim sektöründeki güvenlik sorunlarının boyutunu ve ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Ekonomik Güvencesizlik ve Mesleki Sorunlar
İbrahim Hoca’nın, 74 yaşında olmasına rağmen ekonomik zorluklar nedeniyle çalışmak zorunda kalması, Türkiye’deki öğretmenlerin karşılaştığı finansal güvencesizliğin bir başka göstergesi. Türkoğlu, öğretmenlerin yaşadığı ekonomik ve mesleki sorunlara dikkat çekerek, eğitim sektöründe uzun süredir devam eden sorunların altını çiziyor.
Politik Cevapsızlık ve Yeni Önlemler
Türkoğlu ayrıca, eğitim sektöründeki sorunlar karşısında yetkililerin yetersiz tepkilerini eleştiriyor. Özellikle, eğitim çalışanlarının cenazesinde dahi yer almayan yetkililere yönelik eleştiriler, toplumda büyük bir yankı buldu. Türkoğlu, öğretmenlik mesleğini korumak için alınacak yeni tedbirleri içeren, ancak iptal edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun tekrar gündeme getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Toplumsal Çatışma ve Yabancı Uyruklu Sorunu
Türkoğlu’nun en çarpıcı açıklamalarından biri de, Türkiye’de yükselen yabancı uyruklu suç oranları ve toplumsal çatışmalar üzerineydi. 2023 Adalet İstatistikleri’ne göre, cumhuriyet başsavcılıklarına intikal eden yabancı uyruklu şüpheli ve mağdur sayısının yüksekliği, toplumsal yapı üzerindeki baskıları gözler önüne seriyor. Türkoğlu, bu sorunun gelecekte daha da artacağına işaret ederek, toplumsal bütünlüğü tehdit eden unsurların üstesinden gelinmesi gerektiğini belirtiyor.
Konuya dair açıklamalarda bulunan Türkoğlu şöyle dedi;
74 yaşındaki İbrahim Hocamız 17 yaşında Iraklı bir öğrenci tarafından silahla vurularak hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Ailesine ve eğitim camiamıza başsağlığı ve sabır diliyorum. Bir kez daha ortaya çıktı ki öğretmenlerimizin can güvenliği yok, ibret verici rakamlar da ortada. Yapılan araştırmalar göstermiş ki eğitim çalışanlarımızın yüzde 67’si sözlü, yüzde 20’si fiziksel, yüzde 13’ü psikolojik, yüzde 0,1’i de cinsel saldırıya uğruyor. Üstelik bunlar 2017 yılında yapılan araştırmanın sonucu; varın, bugününü siz düşünün. Öğretmenlerimizin ekonomik güvenceleri de zaten yok. Menfur saldırı kurbanı İbrahim Hocamız 74 yaşında çalışmak zorunda.
Normalde o yaşta emekliliğin tadını çıkarması, hayattan keyif alarak yaşaması gerekirken, seyahat etmesi, sinemaya, tiyatroya gitmesi gerekirken sembolik bir ücretle hayatını devam ettirmeye çalışıyordu. Evet, eğitim çalışanlarının çok yönlü yaşadıkları mesleki sorunları da neredeyse kalubeladan beri devam ediyor. Bütün bunlardan sorumlu olan Sayın Bakan ne yapıyor? Cenazede yok. Öğretmenin cenazesinde yoksan neyinde olacaksın?
Evet, öğretmenler onun için güzel bir isim bulmuşlar: “Yusuf Tekin değil.” Şimdi, Sayın Bakan, bugün basın açıklamasında Türkiye Büyük Millet Meclisine getireceğini söylediği Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal edilen kısımlarıyla alakalı şiddeti önleyecek tedbirler alacağından bahsediyor. Ne zaman bahsediyor? İşte, İbrahim Hocanın vefatından sonra. Aslında, biz asıl suçluyu da çok iyi biliyoruz. Hani “yeni anayasa” diye tutturdunuz ya, memleketin onca sorunu varken, işsizlik varken, açlık varken, yoksulluk varken, atanamayan öğretmenler varken, eğitimcilerin devasa sorunları vesaire vesaire varken; siz ise tek adam iktidarınızı nasıl devam ettiririz diye bir büyük derde düştünüz ya.
Yeni anayasada bu ülkeyi nasıl Türksüzleştirebilmek, çok kimlikli bir toplum yapabilmek için akla karayı seçiyorsunuz ya; işte, asıl konumuz bu. Bakın, size “çok kimlikli” dediğiniz ama aslında kimliksiz toplum yaratma hayalinizin sonuçlarının resmî rakamlarını söyleyeyim: Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün 2023 yılı Adalet İstatistikleri’ni veriyorum, 2023 yılında cumhuriyet başsavcılıklarına intikal eden yabancı uyruklu şüpheli sayısı kaç biliyor musunuz? 380 bin 583’ü erkek, 102 bin 500’ü kadın olmak üzere 483 bin 115. 2023 yılından bir başka rakam daha vereyim: Cumhuriyet başsavcılıklarına intikal eden yabancı uyruklu müşteki ve mağdur sayısı kaç biliyor musunuz? 382 bin 800’ü erkek, 183 bin küsuru kadın olmak üzere 566 bin. Bu ne demek biliyor musunuz?
Cumhuriyet savcılıkları yabancı uyruklular ile ilgili tam 1 milyon 54 bin dosya açmak zorunda kalmış; üç yıl sonrasını, beş yıl sonrasını, hele hele on yıl sonrasını düşünmek bile istemiyoruz. “Çok kimlikli” adı altında aslında kimliksiz bir toplum yaratmayı sağlayacak olan, bütün derdiniz olan, tek adam iktidarını tahkim edecek anayasaya peşinen hayır diyoruz.