Özgür Özel’in sonu Deniz Baykal gibi mi olacak?
Bakın, Türkiye’nin bugün anayasa diye bir derdi yok. Problem açlıktır, üç haneli enflasyondan milyonlarda düşen eğitim sistemidir, başa bela olan sığınmacılarda ki teslimiyettir. Artık herkes biliyor, yeni anayasa talebi Tayyip Erdoğan’ın ölene kadar koltukta oturma oyunudur. İşte bundan dolayı günler ve haftalar boyu bu Tayyip Erdoğan’la bu iktidarla normalleşme ve yumuşama olmaz, kol kola girilmez diyorum.
Özgür Özel’in Tayyip Erdoğan’a bu sürpriz yakınlaşma hamlesini 2003 sonrası Deniz Baykal’ın Erdoğan’a yakınlaşmasına benzetenler var. Çok yakından biliyorum, Deniz Baykal o süreçte Erdoğan’ın başbakan olmak için kendini cumhurbaşkanı yapacağına inanmış ve anayasayı değiştirerek onun önünü açmıştı. Bu bağlamda yapılan gizli buluşmalar ve görüşmeler de medyaya yansımıştı. Oysa Deniz Baykal 2003 yılı başında Tayyip Erdoğan’ın yasağını kaldırmasa, Erdoğan asla başbakan olamayacaktı ve AKP daha o tarihte Abdullah Gülcüler ve Erdoğan’cılar diye ikiye bölünecekti.
Baykal şahsi beklentiler ve hesaplar adına AKP’yi bölünmekten kurtardı. Lakin akıbeti de ortadadır; iktidar destekli Fethullah çetesinin kaset komplosu ile yere serildi, tasfiye edildi. Bugünkü Özgür Özel fotoğrafı 2003 Deniz Baykal’ı çağrıştırıyor. Zira yine zorda olan Tayyip Erdoğan’ın yardımına koşuldu.
31 Mart seçimlerinde yere serilen ve biten tükenen Erdoğan’ın ayağına gitmek ve yumuşama demenin başka bir izahı, başka bir açıklaması olamaz. Özgür Özel bunu Deniz Baykal misali şahsi siyasi beklentilerinden mi yapıyor, yoksa iktidarın radarına mı yakalandı bilmiyorum, belli değil. Ki acayip acayip şeyler kulağıma çalınmaya başlandı. Hayır, öyle değilse, öyle bir şey yoksa CHP Genel Başkanı durduk yerde Tayyip Erdoğan’a neden el uzatır? Niçin kuyudan çıkarmaya kalkar? Ama mitingler yapmaya başladı demeyin, aynı şey değil ki. Mitinglerde de Erdoğan’dan dan dan diye vurulmuyor, sert eleştirilmiş evim ortada.
Ne Özgür Özel, ne Kemal Kılıçdaroğlu, ne Meral Akşener bizim burada söylediklerimizi bile söyleyemiyorlar. Buradan hareketle, Özgür Özel bu şekilde devam etmemeli. Yapılması gereken erken seçim istemek ve sallanan iktidarı yıkmaktır. İnsanlar Cumhuriyet Halk Partisi’ne yumuşama için oy vermedi, Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirsin diye oy verdi.
İlaveten sertliği yapan da CHP değil, iktidar yani Erdoğan’la Bahçeli. Parlamenter sisteme dönüş dahil hiçbir konuda pazarlık yapılmamalı. Zira AKP tahribatını tamir etmek için en az bir dönem başkanlık rejiminin devam etmesi gerekiyor. Değerli takipçilerim, Devlet Bahçeli’nin dünkü sözlerine, dünkü gündemine gelirsek; ülkücü şehitleri anma toplantısında konuştu. MHP lideri aslında konuşmadı, Sinan Ateş haberleri yapan muhalif kanalları ve gazetecileri alenen tehdit etti.
Birinci husus, yapılan haberler soruşturma belgelerinin aktarılması, yani ortada iftira ve karalama yok. Sinan Ateş’in katli bağlamında halen malum 17 MHP ve ülkü ocakları mensubu isim cezaevinde ki bu isimlerin cinayetle bağlantıları kanıtlarla ortada. Devlet Bahçeli’nin dün o mesajı verirken, Sinan Ateş cinayetinin içinde olduğu iddia edilen Ahmet Yiğit Yıldırım’ı yanına alması ise vallahi kafa karıştırıyor. Zira bu Bahçeli bir kaset iddiasına bile 10 küsür Milliyetçi Hareket Partili milletvekilini genel başkan yardımcısını kapıya koymuştu.
Bu noktada koroya dönüşen kuşku ve soru Bahçeli’nin konuya sahiplenmesini mutlak bir perde arkasının olduğu, öyle olmazsa ifade ettim, Bahçeli kimsenin gözünün yaşına bakmaz, kovar parti’den. Bir ayrıntı daha; artık ülkücü gençler, ülkü ocaklar ve MHP’ye sızan ülkücülükten geçinenler çetesine itibar etmiyor. Öyle olmazsa Sinan Ateş’i öldürmek için ülkücü bir genci bulup kandırırlardı. Oysa bu adamlar gittiler uyuşturucu satıcısı torbacıya öldürttü.
İlginç bir ayrıntı da, tek bir AKP’li Milliyetçi Hareket Partisi’ni bu konuda savunmuyor. Dahası, iktidar sürekli olarak cinayetle alakalı yeni yeni bilgiler sızdırıyor. Bunun anlamı, Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın affı gibi konularda boyun eğdirildiğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. İzah edilemeyen bir şey de şu; Allah aşkına, Sinan Ateş ne yaptı da bir esrar keş önüne atıldı? Eğer yaptığı bir hainlik varsa açıklansın, yoksa katilleri korumak neden?