Türkiye’nin Tarım Krizi: Nejla Demir’den Tarım Politikalarına Eleştiri ve Çözüm Önerileri
Ağrı Milletvekili Nejla Demir, Türkiye'nin tarım politikalarını eleştiriyor ve çözüm önerileri sunuyor. Dışa bağımlılık, artan maliyetler ve çay üretimindeki sorunlar gibi konulara dikkat çekiyor.
Türkiye, bir zamanlar tarım alanında kendi kendine yeterli bir ülke iken, son yıllarda uygulanan neoliberal politikalar nedeniyle bu özelliğini kaybetmeye başladı. AKP iktidarının tarımda izlediği dışa bağımlı politikalar, tarım sektörünü zor duruma soktu. Ağrı Milletvekili Nejla Demir, bu konuda önemli açıklamalarda bulunarak mevcut durumu eleştirdi ve çözüm önerileri sundu.
Tarımsal Maliyetlerin Artışı ve Çiftçinin Zorlukları
Son yıllarda tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması, tohum, gübre, mazot ve işçilik gibi temel tarım maliyetlerinde yaşanan artışlar, çiftçileri büyük bir ekonomik baskı altına aldı. Çiftçiler, artan maliyetler karşısında ürünlerini değerinde ve zamanında satamamaktan şikayetçi. Nejla Demir, bu konuda çiftçilerin seslerinin daha fazla duyulması gerektiğini vurgulayarak, Tarım Bakanı Sayın Kirişci’ye, politika yapıcıların çiftçilerle doğrudan iletişim kurması gerektiğini söyledi.
İthalat Politikaları ve Yabancı Bağımlılık
Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatında ilk sıralara yerleşmesi, özellikle temel ürünlerde dışa bağımlılığın arttığını gösteriyor. Nejla Demir, bu durumu “tarım cenneti” olarak bilinen bir ülkenin yanlış politikalar nedeniyle bu duruma düşmesi olarak nitelendiriyor ve bu politikaların gözden geçirilmesini talep ediyor.
Doğu Karadeniz’de Çay Üretiminin Riskleri
Doğu Karadeniz bölgesinde çay üretimi özellikle risk altında. Mayıs ve Kasım ayları arasında yapılan çay hasadında, bu yıl çeşitli sorunlar yaşanıyor. Çay filizlerinin dallarda kalması ve kartlaşması gibi sorunlar, üreticilerin çayı zamanında toplayamamasına ve dolayısıyla büyük kayıplar yaşamasına neden oluyor. Nejla Demir, devletin bu süreçte çay üreticilerine yeterli desteği sağlaması gerektiğini belirtiyor.
Mevsimlik Tarım İşçilerinin Maruz Kaldığı Sorunlar
Karadeniz Bölgesi’ne çay ve fındık toplamak için giden mevsimlik tarım işçileri, kötü çalışma koşulları ve bazen ırkçı saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Nejla Demir, bu sorunlara dikkat çekerek, mevsimlik işçilerin haklarının korunması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için acil önlemler alınmasını istiyor.
Konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı;
AKP iktidarı döneminde tarımda dışa bağımlı ve neoliberal bir politikanın izlenmesiyle tarıma yeterli desteğin sağlanmamasından kaynaklı tarımsal üretimdeki daralma ve sorunlar giderek büyüyor. Tarım arazilerinin hızla yapılaşmaya açılması, tohum, gübre, mazot, işçilik gibi maliyetlerde yaşanan artışlar, emeğinin karşılığını alamayan, kötü çalışma koşulları ve adaletsiz gelir dağılımı nedeniyle çareyi yurt dışına gitmekte arayıp göç edenlerden kaynaklı oluşmuş olan işçi sorunları, hasada yakın yapılan ithalatlar nedeniyle ürününü zamanında ve değerinde satamayan çiftçi sorunları, buna benzer birçok birçok nedenden dolayı tarımsal üretim olumsuz etkilenmektedir.
Sayın Kirişci’ye de aslında buradan bir önerim var: Tarımda ülkenin ne durumda olduğunu sadece kurum müdürlerinden değil, bizzat çiftçilerden de duymasını öneririm; ayrıca önerimdir. Türkiye, tarım sektöründe ihracatta ön sıralarda yer alırken bugün sarımsağı dahi Çin’den getirterek ithalatta ilk sıralara gelmiş durumdadır. Yani tarım cenneti olan Türkiye yanlış tarım politikalarından ötürü tarımda dışa bağımlı hâle gelmiştir.
Tarımsal üretim ve hasat için var olan sorunların çözülmemesi Doğu Karadeniz bölgesinde çay hasadının riskini artırmış durumdadır. Bilindiği üzere her yılın mayıs ve kasım dönemi çay üreticisinin faaliyet zamanıdır. Çay üreticisinin mayıs ayında çay toplamaya başlayamaması çay filizlerinin dallarında kalmasına ve kartlaşmasına yol açıyor.
Çay, yaş ve taze yapraklardan hasadı yapılması gereken bir ürün olduğundan depolanması ve saklanması mümkün değildir. Devlet tarafından alımı gerçekleşmeyince üretici mecburen ürününü elinden çıkarmak için fiyatların kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde belirlendiği özel sektörün insafına kalmış oluyor ve ne yazık ki bin bir emekle üretilen çayın üreticileri emeklerinin karşılığını alamıyor. Bu şartlarda çay üreticisinin çayı toplayamayacak olması binlerce üreticinin zarar etmesine ve hayatını idame ettirecek tek gelir kaynağından yoksun kalmasına yol açacaktır.
Geçimini çay toplama işinden sağlayan binlerce mevsimlik tarım işçisinin açlık ve yoksullukla karşı karşıya kalacak olması da bu sürecin bir başka olumsuz sonucu olacaktır. Çay zamanı yaşanan bir başka sıkıntı da kuşkusuz mevsimlik tarım işçilerinin maruz kaldığı hak ihlalleridir. Karadeniz Bölgesi’ne çay ve fındık toplamak üzere giden mevsimlik tarım işçileri, son derece kötü koşullarda barındıkları yetmezmiş gibi, bir de üstüne iktidar tarafından örgütlenen ve yükseltilen Kürt düşmanı politikalar nedeniyle ırkçı saldırıların da hedefi oluyor.
Sonuç olarak, çay üreticilerinin ve mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunlar AKP iktidarının rant, sömürü ve nefret politikalarına bırakılmayacak kadar önemlidir ve bu Meclis bu sorunların çözümü konusunda gereken sorumluluğu derhâl almalıdır.